top of page

Çocuklarda Duygusal Dayanıklılık




Çocuklar da tıpkı yetişkinler gibi günlük hayatlarında birçok durumla ve duyguyla baş etmek zorundadırlar.
Özellikle günümüzün karmaşık dünyasında çocuklardan yeni koşullara uyum sağlamaları, sabretmeleri, öğrenmeye ve gelişmeye devam etmeleri; zorluklara ve yeni koşullara uyum sağlamaları gibi tüm bu konularda onları desteklemek gerekir. Hayatta zorluklara rağmen ilerlemeyi ve gelişmeyi sağlayan şey ise duygusal dayanıklılıktır. 

Rezilyans yeni bir kelime gibi görünse de pek çoğumuzun bildiği en azından aşina olduğu esneyebilme- toparlanabilme becerisi olarak kullanılıyor.
Biraz daha açıklayıcı tanımı ise Çocukta Rezilyans kitabında şu şekilde yer alıyor:
“Olumsuzluklara karşı hazırlıklı olma, stres ve tramvayla başa çıkabilme, zor koşullara uyum
sağlama, yıkıcı deneyimlerden bir şeyler öğrenerek başa çıkma ve gelişme kapasitesidir. Hem
ruhsal, hem de fiziksel esneklik ve dayanıklılıktır.”
Biz de kısaca rezilyansa olumsuzluklar geçince eski haline dönebilme becerisi yani bir
anlamda kırılmadan bükülebilme becerisi diyebiliriz.
Günümüzde çocuklar sıklıkla sorunlarla baş başa kalmamakta, ebeveynler pek çok sebeple
çocukların karşılaşacakları olası sorunları ya daha ortaya çıkmadan engellemekte ya da bir
şekilde kendileri çözme yoluna gitmekteler.
Her ebeveyn çocuğu için en idealini, en iyisini, en güzelini ister; mutlu olsun, üzülmesin,
endişelenmesin, kaygılanmasın, hayal kırıklığına uğramasın diye çabalar. Bunlar elbette çok
anlaşılır ve insani duygular ve isteklerdir. Ancak burada unutmamamız gereken şey şudur ki;
çocuklar hiçbir olumsuz duyguyla baş başa kalmazlarsa, üzülmezlerse, hayal kırıklığı
yaşamazlarsa, bu duygularla baş etmeyi de öğrenemez ve güçlenemezler. Zorluklarla
karşılaşıp bu duyguları deneyimlediklerinde bu sorunların içinden her seferinde biraz daha
güçlenerek çıkarlar. Onların yerine bu karşılaşabilecekleri sorunları biz çözdüğümüzde ise
çocuklar sorunun farkında bile olmazlar ve farkında olmadıkları durumları yönetemezler.
Sorunlarla karşılaşmaları olumsuz duyguları da fark etmeleri anlamına gelir ve bu
farkındalıkla sorunlarla başa çıkmak için kendilerine güvenmeyi öğrenirler. Okul öncesi
dönemde çocuklara her ne kadar dünyanın iyi bir yer olduğu imajını oluşturmamız
gerektiğinin üstünde dursak da; çocuğun büyürken karşılaşması gereken sorunlar da bu
dünyanın bir parçası olarak görülmelidir.

Çocuklarımızda rezilyansı nasıl sağlayabilir, bu potansiyellerini nasıl arttırabiliriz?

• Çocuklarımızın koşulsuz sevgiyi hissetmelerini sağlayarak, ancak koşulsuz sevdildiğimiz ortamlarda yeniliklerden korkmayarak alan açabiliriz ve deneyimlerde cesaretli olabiliriz.
• Sorunları çözmede örnek alabileceği yetişkinlerin varlığını kaynağa dönüştürerek;
yani sizlerin karşılaştığınız sorunları nasıl çözdüğünüzü çocuğunuzun görmesine
olanak yaratarak. Yani çocuklar arkalarında dağ gibi duran ve çözüm üreten, bunun için çabalayan yetişkinler görmelidir.
• Çocuğun kendine güvenmesini sağlayarak ve sizlerin de ona olan güvenini
hissettirerek; başarsını görüp takdir ederek yeterlilik duygularını desteklemek gerekir.
• Rutinler belirleyerek; böylece çocuklar neyi ne zaman yapacaklarını bilecek ve kendilerini daha güvenli bir ortamda güvenle var edebileceklerdir.
• Yeni şeyler deneyerek, uğraşmaya değer ve tekrar tekrar deneme yapabileceği
meşguliyetler yaratarak; çocuklar kendilerini meşgul edeccek şeyi daima bulurlar. Yeteri kadar desteklemeli ve alan açılmalıdır.
• Geleceğe dair planlar yapmasını sağlayarak; belirli hayaller, hedefler koymak çocukların yaşamın bir anlamı olduğuna, bi amaca yönelmelerine, bunun için çabalamalarına ve zorluklar karşısında ilerlemeye devam etmelerini sağlar. Böylece her ilerlemede kendilerine duydukları saygı ve güven artacaktır.
• Zorlukların, aksiliklerin ve değişimin karşısında verdiğimiz tepkilerle onlara örnek olarak; dünya üzerinde sonsuz ihtimal var. Büyüdükçe, hayatın farklı yönlerini öğreniyor ve birçok deneyim elde ederiz. Değişimlerin her zaman var olacağını, değişime uyum sağlayabilmek için neler yapabilecekleri konusunda örnek olmak gerekir. Büyümenin ve değişmenin endişe verici değil yeni fırsatlar ve ihtimaller için bir fırsat olduğunu görmeliler.
Ve olabildiğince umutlu olarak. Hayata karşı genel yaklaşımımız; her şeyin öyle ya da böyle bir çözümü olduğu yönünde olmalıdır. Pozitif bir şekilde çözüm üretmeye çabalamak, üstesinden gelinebildiğini göstermek çocukların hayatta mücadele güçleri için oldukça önemli.

Bu yolda atacağımız en küçük bir adım bile çocuklarımızın sağlıklı gelişimlerinde,
kendilerine güvenen, ayakları yere sağlam basan yetişkin olmalarında çok çok önemli rol
oynar. Rezilyans özelliklerinin bir kısmının kalıtımsal olduğunu ancak büyük bir kısmının ise
geliştirilebilir olduğunu unutmamak gerekir.
 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
Waldorf Pedagojisinde Oyunun Gücü

“Çocuk oyunları hayatın bir çekirdeğidir. Bütün insanlar orada gelişir, büyür. İnsanın en güzel ve en olumlu yetenekleri orada yükselir.”...

 
 
 
Waldorf Pedagojisinde Ritim ve Rutinler

Nasıl ki dünyanın ve yaşamın belli bir ritmi vardır. İnsan organizmasının da belli bir ritmi vardır. İnsan bu ritim içinde olgunlaşır....

 
 
 

Comentários


bottom of page