Waldorf Pedagojisi Nedir?
- Senem Korkmaz Avcı
- 4 Eyl 2024
- 2 dakikada okunur
Waldorf Pedagojisi Stuttgart’taki Waldorf-Astoria Sigara Fabrikası’nın müdürü Emil Molt'un 1919 yılında Rudolf Steiner’e, antroposofinin temellerinden hareketle işçilerinin çocukları için bir okul tasarlayabilir misin, diye sorması üzerine işçilere verdiği bir dizi eğitim konferansı sonucu kurulmuştur.
Antroposofinin temellerini atan Steiner her insanın tinsel bir yanı olduğunu ve insanın yaşamında özgürleşebilmesi için bunun keşfedilmesi gerektiğini ifade etmektedir. Pedagoji bu keşif sürecine yardım etmektir yani bir bakıma eğitmen olarak temelde yer alan vazife çocuğun içindeki bu gizil gücün ortaya çıkarılmasına, çocuğun özgürce kendini bulmasını ve sağlıklı gelişimini desteklemektir.
Çocuğun doğuştan özgür olduğunu ve bu özgürlüğün korunması gerektiğini ifade eden Steiner, Waldorf pedagojisinin amacı olarak “insanın hayatına tam bir özgürlük ve canlılık vermek” olduğunu ifade etmektedir. Steiner pedagojiyi de özgürlük için, özgürlüğe yönelik eğitim fikrinin ilkelerini göz önünde bulundurarak oluşturmuştur.
Waldorf Pedagojisinde bütün çocuklar için “Kalp, akıl ve yetenek” felsefesi benimsenmektedir. Çocuğun bütünsel olarak gelişmesi ve benlik bilincinin oluşması Waldorf’ta temel ilkedir. Eğitimin temelinde tutulan sanatsal eylemler fanteziyi ve hayal gücünü teşvik eder. Sanat çalışmalarında çocuk kendisiyle baş başadır ve dışarıdan müdahalede bulunulmaz. Kendini dilediğince ifade etme şansı bulur.
Her bir çocuğun ve bütün olarak insanlığın gelişimi yaşamın ilk yedi yılında edinilen sağlıklı ve destekleyici deneyimlere bağlıdır. Bu sağlıklı gelişimi destekleyecek olan ise neşe, coşku, hayret duygusu ve saygıyı yücelten sevgi dolu bir ortamı çocuklara sunmaktır. Waldorf, erken çocukluk eğitiminin içeriği çocukların yaşa bağlı gelişimleri göz önünde bulundurularak oluşturulur. Bu bağlamda özellikle ilk üç yaşta fiziksel etkinliklerden yola çıkar ve fantezi dolu oyunlara yönelir, buradan da okul çağı için gerekli olan öğrenmeye yönelik bilişsel bir etkinliğe doğru evrilir.
Erken çocukluğun temel niteliği; basit malzemelerle kendiliğinden serbestçe, özgürce oyun oynamak ve bir başkası tarafından yönlendirilmenin olmamasıdır. Çocuklar için oyun bir iştir ve hayatı bu yolla deneyimlerler.
Bu anlamda çocuk için sunulacak olan çevre sınırları olan, belli bir yapı ve koruma sunan aynı zamanda risk alabilmeyi öğreten, zorluklarla da karşılaşma olanağı sunan bir ortam olmalıdır. Erken çocukluk döneminde dünyanın güvenli bir yer olduğu mesajı oldukça önemlidir. Bu açıdan çocuklarda güven duygusunu destekleyen, kurdukları ilişkileri anlamlı ve bütün içinde hissettiren günlük, haftalık, aylık ve yıllık ritimler düzenlenmelidir.
Comentarios